23 Kasım 2001 - Kış Köşesi - Yaz Köşesi

-
Aa
+
a
a
a

Merhaba kâinat!

Türkiye’de kış: Yeni bir yağışlı havanın etkisine girerken Diyarbakır’a 45 yıl aradan sonra kar yağmasının şaşkınlığını henüz üzerimizden atabilmiş değiliz. Kar ciddi ciddi bastırdı. 4 bin köyle irtibat kesildi. Gazeteler, karakış bastırdı, diye yakınıyorlar, ama meğer bunlara iyi hava demek lazımmış. Çünkü, bir kere, mevsim normallerine avdet etmiş bulunuyoruz. Zira kışın kar yağar. İkincisi, kar demek; elektrik ve iyi sulama demekmiş. Peki 4 bin köyle irtibatın kesilmesinin sebebi kar değil mi? Değilmiş. Karayollarındaki periyodik bakım eksikliğiymiş (Mikdat Kadıoğlu / Havadan Sudan). Bununla beraber, piyasalarda bahar havası hafta sonunda gerçekleşecek görünüyor. Şişli Belediyesi’nin önayak olmasının ardından İstanbul, Ankara ve İzmir’de büyük mağazalar % 50’ye varan indirimler düzenliyorlarmış (Milliyet). Bir iki günlüğüne hummalı bir semt pazarı görüntüsü arzetmesini bekliyoruz büyük şehirlerimizin.

OYAK’ın (Ordu Yardımlaşma Kurumu) büyük bir randıman ve kârlılıkla çalıştığını öğrenmemiz için 40 sene geçmesi gerekiyormuş meğer. Kurum kırkıncı yılına girerken ilk kez faaliyet raporu açıklamış. İlk kez. Genel Müdür Coşkun Ulusoy savaş taktikleri uyguladıkları için şu içinde bulunduğumuz kriz senesini kârla kapattıklarını söylemiş (Sabah). Savaş taktiklerinin sırrı malum; hepsinin kanla sınanmış olması. Taktikler derken, İstihbarat Başkanı Tuğgeneral Halil Helvacıoğlu, jandarmanın, telefon dinleme ve mahkeme kararına itiraz da dahil geniş yetkilerle donatılmasını istemiş. Yolsuzluklarla daha etkin mücadele etmek için gerekliymiş bu (Akşam).

Malatya’da, bir araştırmaya göre, çalışan çocuk sayısı 20. İyi haber bu; ya bütün çocukluklarını yaşıyor çocuklar ya da araştırmada bir hata var, ki bu da tartışılıyormuş maalesef (BİA). Aileler ve bilhassa kadınlar için bahar havası Medeni Kanun sayesinde esti. Üzerinde 7 yıldır çalışılan 1030 maddelik tasarı yasalaştı (Hürriyet). Bununla beraber, öğretmenler 55 yıl önceye göre çok daha kötü ekonomik koşullarda yaşıyorlarmış. Bir de, oy kaygısıyla açıldığı söylenen ve maalesef atıl durumda bulunan havaalanlarından altısı kapatılıyormuş (Radikal).

Afganistan’da son bahar: Hava sıcaklığı 15 derece civarındaymış. İnsanın aklına gelmiyor değil: Küresel Isınma, Kalıcı Özgürlük’e mi yarayacak acaba? Kunduz’da kuşatma altında kalan Taliban savaşçılarının teslim koşulları saptanırken Kuzey İttifakı saldırıya geçivermiş. Amerikan Özel Kuvvetleri’nie mensup subaylar Afgan halıları falan satın alırlarken olmuş bunlar (Guardian). Bir büyük sıkıntı da, hâlâ, gıda yardımı paketleriyle misket bombalarının birbirine karıştırılması yüzünden yaşanıyor. İkisi de sarı, hâlâ. Kafalar, kollar kopuyor… Sahiden (Guardian). Zaten UNICEF’ten bir açıklama gelmiş; demişler ki, “Kimi mayınlar çocukların ilgisini çekecek biçimde, oyuncaklara benzetilerek tasarlanıyor”. Mayınları oyuncak kamyonlarına tekerlek olarak takmaya çalışan çocuklar varmış. Ve nitekim, patlamamış bir tank mermisiyle oynayan 5 Filistinli çocuk yaşamını yitirmiş (BBC). Dünya tehlikelerle dolu; Norveç’te Statoil petrol firmasına ait bir petrol arama platformu, bağlantısı kopunca Norveç Denizi’nde sürüklenmeye başlamış (BBC).MAKAS ARTIĞIBugün kainatta şunlar da oldu: “Doğaçlama Savaş ve Ev Savunması için Bilimsel Yöntemler”. Salt Lake’deki silah fuarında en çok ilgi çeken mamul, ilk cümlede ismini okuduğunuz kitap olmuş. Yazarı: Timothy (Timothy?) W. Tobiason. Eserin sahibi, hükumet düşmanlığıyla temayüz etmiş bir zirai ilaçlama girişimcisiymiş ve kitabında kimyasal silahların nasıl yapılacağını da anlatıyormuş sevabına (IHT). Papa John Paul, son büyük özrünü elektronik posta vasıtasıyla göndermiş. Alman ekonomisinde daralma varmış ve resesyon korkusu sarmış ortalığı. İtalyan Havayolu Şirketi Alitalia da, Swissair ile Sabena’nın akıbetini paylaşmamak için, içinde bulunduğu ekonomik krizden çıkış planları hazırlıyormuş.

Devamı haftaya…

Ömer Madra – Şerif Erol